Arsin’de Bir Karayemiş Ağacının Avrasya Hikayesi

Lise Öğrencileri ile Karayemiş Toplama Etkinliği Kapsamında Yöresel Ürünlerimiz ve Sorunları

Katılımcılar

Prof.Dr. Teoman Ayhan, Avrasya Üniversitesi, BAP Koordinatörü

Dr.Öğr.Üyesi Ferudun Keskin, Avrasya Üniversitesi, Bilgisayar Müh., Bölüm Başkanı

Faik Yavuz, Arsin Organize Sanayi Bölgesi Yavuz Cam San. Ltd. Şti.

Köksal Yavuz, Arsin Organize Sanayi Bölgesi Yavuz Cam San. Ltd. Şti.

Mete Tunç, Trabzon Sınav Koleji, Biyoloji Öğretmeni,

Coşkun Öztürk, Trabzon Birey Okulları, Matematik Öğretmeni,

Lise Öğrencileri,

Yavuz Ailesi ile Tanışma,

Köksal Yavuz, karayemiş başta olmak üzere Trabzon’a özgü tatları araştırmak, genç kuşaklara tarihten gelen bilgi birikimini aktarmak için, Arsin kırsalında sahilden 5 km içerde bulunan Yenimahalle köyündeki baba evlerini abi Faik Yavuz ile birlikte bizlere açtı.

Köksal Yavuz, Yavuz Cam Aile Şirketinin ortaklarından biri. İşletme 1970 yılında Hacı Murat YAVUZ tarafından küçük bir ticarethane olarak faaliyete başlıyor. Bugün 6.500 mlik Parsel içerisinde 3.500 m2 kapalı alanda 50 personel ile Toptan Cam Satışı, Isıcam, Cam İşleme, Temperli Cam, Plastik Doğrama, Toptan ve Perakende hizmet sektöründe başı çekmekte. Arsin Organize Sanayi Bölgesinde bulunan işletmeyi ziyaretimizde sıfır atık projesi kapsamında şirketlerindeki makineleri incelerken kendisinin Yöresel değerlerimiz konusunda ne kadar bilgili ve hassas olduğunu öğreniyoruz. Karayemiş üzerine çok yararlı bir sohbetten sonra bizi yakındaki köy evine davet ediyor.

Eve vardığımızda ev halkı bizi güler yüzle karşılıyor. Bahçede neredeyse Yöresel gıdalarımızın hepsi mevcut. Henüz karayemişlerin olgunlaşmasına bir ay var. Karayemişler olgunlaştığında konu hakkında uzman mühendislerle ve ortaöğretim öğrencileri ile birlikte yeniden ziyaret etme sözü alarak bu güzel bahçeden ayrılıyoruz. Amacımız yöresel ürünlerimizin tarihten süzülerek gelen geleneksel kullanma yöntemleri ile pozitif bilimin gücünü birleştirerek genç kuşaklara aktarmak.

Avrasya Üniversitesi olarak yöre halkı ve genç kuşaklarla birlikte, bölgesel değerlerimizi ön plana çıkaracak araştırma alanlarında, çalışmayı seviyoruz. Bu amaçla bölgemizdeki ortaöğretim kurumları ile birlikte Karayemiş, Kokulu Üzüm, Patlıcan İnciri ve Trabzon Hurması başta olmak üzere bölgemizin önemli değerlerini büyüklerimizin dilinden çocuklarımıza yerinde aktarmak istedik ve gençlerle birlikte üç hafta sonra Köksal beylerin köy evlerini yeniden ziyarete gittik.  Günün sağlık koşulları nedeniyle az sayıdaki öğrencimiz ile önceden belirlediğimiz karayemiş ağaçlarımızı meyveleri olanca güzelliği ile bizi bekliyor bulduk. Karayemişlerimizi yedik, topladık ve bölgemizin bu güzel ürününün sağlığa faydalarını konuştuk.

Faik ağabey hoş sohbet konuşmasıyla bizlere,

  • Kurutularak tüketilen Karayemişin şeker hastalarına ne kadar iyi geldiğinin geleneksel yöntemlerle kurutup tüketen halkımızın çok iyi bildiğini,
  • Eylül-Ekim aylarında patlıcan inciri, güz fasulyesi,  palamut balığı, kokulu üzüm bu ürünler nedeniyle Trabzon dışındaki hemşerilerimizin ziyaretlerinde bu ayları seçtiğini,
  • Gelemeyenlere ise Trabzon’daki yakınlarının bu ürünleri kargo ile ulaştırdıklarını,

anlattı.

Yine yöreye has Kokulu Üzüm’ün sayısız yararları olduğu sadece bağışıklık sistemini güçlendirme özelliğinin bile Covid-19 salgını ile mücadelemizde ne kadar önemli olabileceği tartışıldı.

Trabzon Sınav Koleji biyoloji öğretmeni Mete Tunç yöre ürünlerine duyduğu ilgi yanında Maçka ilçesinin köklü ailelerinden geliyor. Karayemiş hakkında genel bilgi verdikten sonra aile büyüklerinin anlattıklarını da bize aktardı. Mete Tunç açıklamalarında,

  • Rosaceae (Gülgiller) familyasının bir türü olan karayemişin ilk olarak 1546 yılında Fransız hekim Pierre Belon tarafından Trabzon’dan toplanmış ve Cerasus trapezentuna (Trabzon Kirazı) olarak adlandırıldığını,
  • Bitkinin zamanla Avrupa’ya yayılmış,  1600 yılından itibaren tüm Avrupa’da park ve bahçelerde yetiştirilmeye başlandığını,
  • Latince adı Laurocerasus officinalis (Prunus laurocerasus) olan karayemişe ülkemizde değişik yöresel adlar verildiğini,
  • Bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanın “Taflan” olduğunu,
  • Taflan dışında, özellikle Ordu’nun doğusunda “gürcü kirazı”,  “Laz kirazı”, “Laz üzümü”, “Laz yemişi”, Giresun’da “Tanal”, Artvin’de “tçkoo” gibi yöresel adlar verildiğini,
  • Bitkinin Doğu Karadeniz türkülerinde, şiirlerinde kısaca folklorunda yer aldığını,

bizlere anlattı.

Trabzon Birey okulları matematik öğretmeni Coşkun Öztürk açıklamalarında,

  • Çocukluk yıllarında karayemişi hiç sevmediğini ama ileleyen yıllarda kendisi için vaz geçilmez bir lezzet olduğunu,
  • Bu nedenle yöre insanı dışındaki kişilere doğru tanıtımın yapılmasının önemli olduğunu,
  • Geleneksel olarak karayemişin çoğunlukla odun ateşi ile yakılan kuzinelerde kurutulduğunu ve özellikle yaşlıların çay ile tüketmeyi sevdiğini,

dile getirdi.

Avrasya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörü Prof.Dr. Teoman AYHAN konu hakkında,

“Etiketlenmiş çok sayıda türü olmasına rağmen bölgemizde meyve biçimi ve meyvenin olgunlaşma mevsimine göre karayemişin 7 ana çeşidi olduğu söylenebilir;

  • Ayran (beyaz, Haziran ortası, tatlımsı),
  • Kiraz (Ekmek, Haziran ortası, mayhoş, hafif buruk),
  • Yabani (Temmuz ilk haftası, buruk),
  • Orak (selvi, Temmuz ortası, tatlımsı),
  • Su (Temmuz ortası, acımsı, buruk),
  • Vavul (etli ama bir salkımdaki tane sayısı az),
  • İstavrit (Ağustos ortası, meyveler geç ve kırmızı renkte olgunlaşır, kendine has aromalı).

Tür hem doğal hem de kültür bitkisi olarak Karadeniz dağlarının kuzeye bakan ve deniz seviyesinden 20-1700 m’ ye kadar olan yüksekliklerinde yetişmektedir. Yaz kış yaprağını dökmeyen (her mevsim yeşil) boylu çalı veya ağaç halinde bulunur. Yetiştiriciliği yapılan çeşitler ise 5-8 m kadar boylanabilmektedirler.”

dedi ve konu hakkında bilgi verdi.

Teoman Ayhan karayemiş özelinde bölgesel ürünlerimizin ekonomik katma değerinin yeterli düzeyde olmadığını ve ürünlerimizin ticarileşmesindeki en büyük engelin ürün ömrünün kısa oluşu ve iklim şartlarının ürünlerin raf ömrünün artırılmasının maliyetini artırdığını dile getirdi.

Avrasya Üniversitesi olarak gıda ürünlerinin düşük maliyetli ve kaliteli kurutulma sistemleri ile işlenmesi üzerinde çalıştıklarını belirtti.

Avrasya Üniversitesi Pelitli yerleşkesi Araştırma Merkezi Hazırlık Bölgesinde bulunan, Prof.Dr. Teoman Ayhan önderliğinde tasarladığımız, doğal kurutma sistemi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde bulunan, Dr.Öğr.Üyesi Cevdet Demirtaş tarafından yürütülen Isıtma ve İklimlendirme Laboratuvarında en uygun kurutma şartlarının sabitlenebildiği, kurutma deney düzeneklerini kullanarak hasat ettiğimiz karayemişleri (ve diğer yöresel ürünleri) kuruttuk ve araştırmalarımıza başladık.

Günün sonunda ayrılırken Avrasya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr.Öğr.Üyesi Ferudun Keskin hepimizin aklında beliren aşağıdaki soruları ve düşünceleri dile getirdi.

“Yukarıda sözü edilen yöresel ürünlerin büyük potansiyeli ve yöre insanımızın çalışkanlığı bilinen bir gerçek. Peki, ama neden karayemiş özelinde yöre ürünlerimiz bırakın ithalatı market pazarında bile yer alamıyor? Herhangi akademik arama motoruna Laurocerasus officinalis Roemer yazılırsa tüm ürünler değil sadece Karayemiş üzerine son yıllarda 6.000’in üzerinde akademik çalışma olduğu görülür ve bu makaleler karayemişin yararları ile doludur. Sanki kağıt üstündeki yazıları doğa pek umursamıyor gibi. Yani daha açık konuşmak gerekirse içinde halkı, sanayiciyi ve sivil toplum kuruluşlarını bir arada barındırmayan akademik çalışmalar teoriden öteye gidemiyor. Bu nedenle bölgemizdeki konu ile ilgili hemen her kurumu ziyaret ettik bilgi alışverişinde bulunduk. En kısa sürede Avrasya Üniversitesinin öncülüğünde Trabzon ilimizin farklı bölgelerinde yöresel ürünlerimizin dikiminin yapılacağı bahçeler oluşturmak üzere hazırlıklara başladık. Bu bahçeler oluşturulduğunda yöresel ürünlerimizin farklı ortam, toprak ve rakım koşullarındaki davranışlarını inceleyebileceğiz. Ancak böyle bir amaç için çiftçiye bahçe yapması söylenebilir mi? Çiftçinin ürününü paraya dönüştürebileceği bir Pazar oluşturmadan böyle bir işe girmek kelimenin en yalın haliyle saflık olur. Çalışmalarımızda geldiğimiz aşama ürün pazarının araştırılmasıdır.

Örneğin Pelitli sahil konumunda bina içinde sürekli açık pencere ortamında güneş ışığı almayan ortamda kurumaya koyduğumuz karayemişlerin neredeyse yarısı çürüyerek sağlıksız hale geldi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir